Ermeni
TİKKO’cular.......
Kötü ile berbat
arasındaki farkı görmek ve anlamak için bir cenaze yetti. Cinayet kötü idi,
fakat sloganlar ve sergilenen düşmanlık tam anlamıyla berbat. Ölümü takiben çok
kısa bir sürede ortaya çıkan ve devlet düşmanlığı yapan yürüyüşçülere ne
demeli. Hepsi Ermeni, hepsi Hrant. Bu laf o gün beni tiksindirmişti, şimdi
doğru olduğunu anlıyorum. Yürüyenler organize bir grup ve Tikko’cu. Yani bizden
değil. Bize ait olan her şeye karşı hatta düşman. Tabiki Ermeni olacaklar. Olay
yayılıp tepki almaya başlayınca halkların kardeşliği yalanını slogan haline
getirildi.
Hrant Dink öldü.
Allah onu bu dünyada ektikleriyle yargılayacak ve gerekeni yapacak. Bütün
dinlerde inanç bu. Ama ölümünü takiben ortaya çıkan manzara geçmişinin
yargılanması ve bazı bilgilerin ortaya çıkmasını gerektiriyor.
Ermeniler daha
doğrusu kısa bir süre ortaya çıkan, birçok diplomatımızı öldürdükten sonra bir
takım pazarlıklarla ortadan kaybolan bir örgüt var ASALA. ASALA’nın en güçlü
olduğu dönemler, ülkemiz içerde terörden her gün birçok insanını kaybediyor.
Akşamları şehirlerde hayat duruyor. Sokaklar bomboş. Dışarıda ASALA içeride
Tikko. İkisi de kurtuluştan bahsediyor ama kattıkları mana farklı. Sonra ASALA
kayboluyor ama aslında Tikko’nun bünyesine katılıyor. Sonra PKK ortaya çıkıyor
ve adları Orhan, Fırat olan teröristler oraya kaydırılıyor.
Ermeni tehcirinde
kalanlar kendilerine yeni bir kimlik arayışı içine girdiklerinde en kolay olanı
seçtiler, kendilerine Kürt dediler. Kendilerine Müslüman bir kimlik oluşturup
kayboldular. Bu konu Hrant Dink tarafından bir konuşmada gündeme getirince
bakın nasıl bir tepki doğdu. Hrant Dink, bir Ermenistan gezisinde oradaki
muhataplarına “ Siz 1.5 milyon kişiden bahsediyorsunuz. Oysa ayni dönemde
yaklaşık 500 bin Ermeni, din değiştirip Türk olmuştu. Bunları neden dikkate
almıyorsunuz? diye sordu. Muhatabı da “Bu konunun gündeme gelmesi, davamıza zarar
verir” cevabını veriyor. Bu konuşmayı canlı bir Tv konuşmasında da
yapmaya kalkınca yayın kesiliyor ve adeta kovalanıyorcasına gönderiliyor.
İşte gizlenen
sırlardan biri daha. Aslında doğuda PKK olayının altında bu yatar. Ermeni
zenginlerin her PKK lı için yılda beşbin dolar parayı Öcalan’a verdiği
biliniyor. Doğudaki terör sorunu aslında Ermeni diasporasının bir uzantısıdır
ama yanlış devlet politikaları bunun anlatılmasını ve anlaşılmasını halen
engellemekte. ( Ya ülkeyi dolduran Suriyeliler. Ne kadarı Beyrut’tan tekrar
ülkeye giren Ermeni biliyormusunuz?.) Yıllarca sol-sağ kavgası diye anlatılan
da bu yanlışlardan biriydi. Orada da örtülü bir Ermeni saldırısı vardı. Hrant’ın
cenazesinde yükselen pankartta Ermeni soykırımının hesabını soracağız pankartı
da bu ilişkinin devamı.
Şimdi gelelim
Ermeni Tikkoculara. Ermeniler bir taraftan PKKyı desteklerken diğer taraftan
para yağdırdığı örgüt ise Tikko oldu. Tikko içinde çok sayıda Ermeni olduğu
artık biliniyor. En meşhurlarından biri Garbis Altınoğlu. Altınoğlu örgütün
teorisyenlerinden. Babası Ohannes Altınoğlu tehcir
çocuklarından. Aile Ermenistan’a göçerken Türkiye’de bırakılıyor. Adli
kayıtlarda Ohannes Altınoğlu’nun 1957 yılında Amasya 1.
Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak İslam olan
dinini Hıristiyan olarak değiştirdiği görülüyor. Ermeni
asıllı TİKKO üyesi terörist Armanek Bakırcıyan namı
diğer; Orhan Bakır. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde okurken
tüm Doğu ve Güneydoğu’yu dolaşmış, 1915’ten kalan Ermenileri örgütlemek için
dağa çıkmış. Armanek ismiyle dikkat çekmek istemeyen Bakır,
ismini Orhan olarak değiştirmiş. Ona bu yolculuğunda eşlik
eden arkadaşı ise ismini Fırat olarak değiştirmiş. Fırat, kamuoyunun
aslında çok yakından tanıdığı bir isim. Agos Gazetesi’nin Genel Yayın
Yönetmeni Hrant Dink! Gençlik yıllarını halkların özgürlüğü için
geçirdikten sonra olgunlaşınca daha ciddi işlere başlıyor. Gazetecilik gibi. Hrant
Dink, Chronicle Dergisi’nin 2005 yılındaki bir
sayısında yayınlanan röportajında “ o dönemde, Doğu ve Güneydoğu’da
Kürtçe konuşan Ermeni’ler çıktı. Biz bu köylülere gider, öğrenci bulur, Üsküdar
Sırp Haç Lisesi’ne getirirdik” diyor. Arşivler Armanek Bakır ve Hrant
Dink’in aynı dönemde söz konusu lisede belletmen olarak görev yaptıklarını
gösteriyor. Armenek Bakır, Elazığ kırsalında girdiği
çatışmada öldürüldükten sonra güvenlik güçlerince gömülür. Ancak
arkadaşları Armanek’in vasiyetini yerine getirerek cesedini polisin
gömdüğü mezardan kaçırıp Faraç Dağlarına gömerler.
Gabris Altınoğlu ve
Orhan Bakır dikkat çeken TİKKO üyesi Ermeni kökenli Türk teröristler arasında
yer aldılar. İzmit’te TİKKO’ya ait örgüt evinde ölü olarak ele geçirilen Manuel
Demir, TİKKO’nun Uzunköprü hücresini örgütleyen Ohannes Saksal’da örgütte
öne çıkan isimler. Numbar Yalım, Agop Arslan, Dikran Semerciyan, Melkon
Kaşkal gibi TİKKO üyesi Ermeni Kökenli Türkleri de unutmamak gerek..
Adları Türk olarak
değiştirilen bu Ermeniler nereden geldiler sorusunun cevabı yukarıda.
Özelliklede Dink’in yazısında. Kürtçe konuşan Ermeniler bulduk sözünde gizli.
Aslında bulmadılar. Onlar orada hep vardı. Adları Kürt, kimlikleri Kürt idi.
Almanya da Türklerin düzenlediği bir toplantıda Prof. Dr. Hasan KÖNİ, Ermeni
meselesi başlıklı bir konuşma yapmış ve şöyle demişti: Tehcir
sırasında, yerinden olmamak için convert olan yani Müslümanlığa dönen Ermeniler
de var. Bunların Kim olduğunu bilemiyoruz. Sayıları 300-400 bin kişi. Ayrıca
dönmüş Museviler ve dönmüş Rumlar da var. Bunları maalesef Türkiye Cumhuriyeti
kendi vatandaşlarını rahatsız etmemek için açıklamıyor. Belki de devletin
içinde de yüksek rütbeye gelmiş Ermeni kökenli dönmüş insanlarımız var. İşte
sorunun cevabı. Bilir misiniz Türkiye de Erivan’a düzenli otobüs seferleri olan
tek il Tuncel’idir.
Tabii tüm Ermeniler
aynı yapıda değil. Özellikle de bu topraklarda yaşayanlar. Bunlardan biri de Artin
Penik. Artin Penik Ermeni asıllı Türk vatandaşıdır. ASALA terörünü protesto
etmek için Taksim Meydanı'nda kendini yaktı. Asala örgütünün 7 Ağustos 1982 günü Esenboğa Havaalanı'nda
düzenlediği saldırı sonucu 8 kişi ölmüş, 72 kişi yaralanmıştır. Bu saldırı
sonrasında, örgüte tepki olarak Artin Penik, 11 Ağustos günü Taksim Meydanı'nda kendini yakmıştır. 15 Ağustos 1982 tarihinde
öldü. Ölürken söylediği şu sözler önemlidir. “Emperyalist devletlerin
oyununu oynuyorsunuz. Size tahrif edilmiş tarihi bilgiler veriliyor. Geçmişte
emperyalizmin oyunları binlerce masum insanın canına kastetti. Kendinize gelin,
sizi aldatıyorlar… Tuttuğunuz bu yolda başarıya ulaşamazsınız. Türklerle
Ermeniler, dün olduğu gibi bugün de yan yana, kardeşçe yaşamaya devam
edecektir.”
Akif’in sözü aklıma
geldi. Vur eski kölesi utandır onu, bırakma uyusun uyandır onu.
24 Nisan olmayan
bir hesaplaşmanın günü olarak kutlanmaya çabalanıyor. Diyarbakır’da Megri Megri
ağıtlarını yakıp Şiman Perver ile gözyaşı döken ve el sıkanlara ithaf ediyorum.